Benim Dünyam...

Merhaba, Günlük tutanlar vardır hani, yıllar sonra okur anılara dalar, bazen sevinir bazen üzülürler. Ben bunu hiç yapmadım. Ama düşündüm de neden olmasın.... Benim de okuduğumda derinlere dalacağım anılarım olsa fena mı olur? hele insan otuzuna gelince daha bir geçmişi özlüyor.

Fotoğrafım
Ad:
Konum: İstanbul, Türkiye

Kimim ben ? Bilmem ki. adım Ülkem. Hayatı yaşadıkça öğrenen, her gün bir yaşa daha basan biriyim işte. Hayat süprizlerle doluymuş yaşadıkça gördüm. Hayatın herkese sadece hoş suprizler sunmasını diliyorum.

11 Temmuz 2007

aşığım aşık.....kör kütük aşık.....

aylar geçti, ben değiştim, beklentilerim, değerlerim, önceliklerim değişti... giyim tarzım bile değişti. Değiştim çok değiştim....kendimi yaşamak yerine onu yaşar oldum, böyle yaşamayı çok ama çok sevdim.... onu düşünmek, onu yaşamak, onun için yaşamak.... tarifsiz bir şey.

18 yaşımda ilk kez birine gerçekten aşık olduğum zaman(ozaman aşkım idi şimdi eşim oldu) yaşamıştım benzer duyguları... o zamanlar gençliğin de verdiği heyecan mı desem... bambaşka dünyalardaydım... adımlarımı uçarcasına atıyordum onsuz geçen zaman çabuk geçsin diye gecem gündüzüm hep onu düşünmekle geçer olmuştu.. aşıktım işte aşık... ve onunla yaşamak, benim için vazgeçilmezdi... sonra yıllar geçti büyüdüm, büyüdük... o günün aşkı, tutkusu dönüştü...sevgiye, alışkanlığa dönüştü belkide....
Şimdi anne olunca o duygularım yine yeşerdi. şimdi yine aşığım, hem de delicesine... bu seferki aşk daha bir başka, karşılık beklemeyen bir aşk. tarifsiz bir aşk. onun için nefes almak, onun için yaşamak, onunla yaşamak, adeta onu yaşamak.... bana bu tutkuyu yaşattığın için bebeğim çok teşekkür ederim..... iyiki hayatıma, hayatımıza girdin.... iyiki varsın...
Tek dileğim bu duygu fırtınası hiç bitmesin... ben böyle çok ama çok mutluyum....

30 Nisan 2007

anneyim ben anneee

annelik; kalbimizin, bedenimizin dışında da atması demekmiş meğer...
artık ben yok o var sadece o.
www.ilsuyaman.blogspot.com

01 Mart 2007



uzun zaman oldu... yazmayı da, paylaşmayı da unutmuşum.. bu arada neler neler yaşamışım... bir kere anne olma yolunda oldukça yol kat etmişim... bugün itibari ile 18 günüm kaldı İlsu'cuğuma kavuşmaya... takdir edersiniz ki başka bir şey düşünemez oldum. Hoş düne kadar hala bir fiil çalışıyordum. bana kalsa daha da çalışırdım ama çevreden çok baskı gelmeye başladı yeter git evinde artık diye... halbuki anlamıyorlar beni. evde kalmak demek kurmak demek, bol bol doğum hikayeleri okuyup gereksiz panikler yaşamak demek, olmayan belirtileri varmış gibi hissemek sonra da çevreyi huzursuz etmek demek benim için. Halbuki işyerinde bir koşturmaca ile geçiyor ki gün eve geldiğimde yorgun ama mutlu oluyorum. neyse olmuşla ölmüşe çare yok derler... izne çıktık birkere...

yazmadığım süre boyunca "neler oldu"ya gelince amannn boşver... olanlar oldu işte yaşandı bitti.. ha pardon ya ben anılarımı da yazacaktım değil mi.. hmmm... anlaşalım hadi geçmişi boşverin bundan sonra yaşayacaklarımı paylaşayım olur mu?.... şiştim şiştim koca balon oldum. şu ana kadar 19 kilo aldım böööööööööööö. aslında 20yi aşmıştım bir ara ama son bir haftada kilo verdim ...... bebeğim de 2800 gr. olmuş (24 şubat itibari ile) NST her ne kadar temiz çıktıysa da ben doğum hazırlıklarının yani kasılmalarımın başladığını iddia ediyorum hala... kasılmalarım talihsiz bir şekilde NST ye denk gelmiyor o kadar :). şaka bir yana benim tüm derdim doğumu normal yapabilmek... sezeryan istemiyorum. hiç de istemedim niye ise şu anda kabusum oldu bu olay... ben o heyecanı yaşamak koştura koştura hastaneye gitmek, beklemek doğumu her anı ile yaşamak, içime sindirmek istiyorum. yahu 9 ay gece gündüz birlikte yaşamışım bebeğimle, kimseler ile paylaşmadığım en özel anlarımı bile paylaşmışım, bütünleşmişim onunla, kendim kadar yakın olmuş bana, eh bu kadar özel bir ilişkinin arkasından ona kavuşma anını da doyasıya sindirmek hakkım değil mi.....

benim postlarımdan ümidini kesenlere sesleniyorum. işte buradayım... hergün yazmasam da hergün sizi takip ediyorum. etmeye de devam edeceğim... bu arada sözüm o malum kişiye... bebeğime arkadaş gelsin istiyorum ona göre...........

22 Ocak 2007

pembişim 32. haftasını da geride bıraktı


Prensesim 2 kilosunu doldurmuş kocaman bir kız olmuş artık. Babasını tanıyanlar tıpkısının aynısı diyor... eh bence de öyle...
hık demiş sanki....burun, alın.... bi yanaklar bana benziyor galiba :) tombik tombik :))))

İlsu koyduk adını.. ülkenin suyu, bereketi demekmiş...
Canım bebeğim, dilerim bu ülkeye adın gibi bereket getirirsin... bu ülkeye hayırlı bir evlat olursun...zor, çok zor şartlarda kurdu atalarımız bu ülkeyi, bizler iyisi ile kötüsü ile bu hale getirdik... sen ve senin neslin daha ileriye götürür inşallah...
bütün aile özlemle aramıza katılacağın günü bekliyoruz. ....
annen.

29 Aralık 2006

bir yılı daha geride bırakırken...

Bana bir dost verdi Tanrı, iyi günümde de kötü günümde de yanımda bulduğum... ağladığımda güldüren, güldüğümde benimle birlikte gülen...., hediyelerin en değerlisi bu olsa gerek bu yıl da bana verilen... çok tatlısın iyiki varsın kuzuş .

04 Aralık 2006

Dün akşam ne zamandır bir araya gelemediğimiz amcalar, yengeler, yeğenler, kardeşler ablalar, enişteler , baldızlar, aile dostları, bir aradaydık. kaçıncı kezdir yediğim ıspanaklı köfteler yine bir harikaydı... her geçen gün ustalaşıyorsun kelebeğim....

... makamlı makamsız şarkılar, satılan - alınan maçlar...:) kader sayılarının yorumlanışı... benzerlikler, itiraflar... mükemmel hazırlanmış tatlılar tuzlular...flaşlar... anı sonsuzlaştıran video kayıtlarının teknoloji dostu televizyondan online izlenişi... poz vermeler....kilo ve bebek muhabbetleri... ailemizin gururu geleceğin milli yüzücü adayımız, ailemizin en küçüğü(şimdilik)...

Herkesin elinde bir kamera, bu geceyi sonsuzluğa taşımak istercesine....

kızım bile çok sakin ve huzurluydu her bir taraftan farklı sesin geldiği o gürültülü ortamda... bir kaç ekisiğimiz vardı tabi ama olsun onlar da yanımızdaymış gibi andık birer birer...

kelebeğim bu güzel gece için teşekkürler... hep böyle güzel günler geçirmek dileği ile...

kızım, babamız da olsaydı keşke bizimle değil mi.... olsun üzülme bir dahaki sefere....

13 Kasım 2006

misafir ağırlamak kolay değil hele hele ağır misafir olunca ağırlanan....

bu kadar mı lezziz olur bir akşam çayı.... ee kardeşin yaparsa olur tabi. ne zahmetlerle hazırlanmış meğer... ne koşturmaca ile... değerini bilmek gerek değil mi kızım?... sen de mi sevdin yoksa teyzenin yaptıklarını ? aman da kıyamam sana... duydun mu teyzesi çok sevmiş bak kızım yemeklerini... yorulduğuna değdi yani...

şu elbiseden bana göre olanı yok mudur yaa.... ben kıskanırım valla.. ben de isterim..... kadifeden rengarenk çiçekler, desenler.. hele o patikleri yok mu...

free web tracker